NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
الْمَهْرِيُّ
أَخْبَرَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
وَهْبٍ قَالَ
أَخْبَرَنِي
يُونُسُ بْنُ يَزِيدَ
عَنْ ابْنِ
شِهَابٍ قَالَ
أَخْبَرَنِي
عُرْوَةُ
بْنُ
الزُّبَيْرِ وَسَعِيدُ
بْنُ
الْمُسَيَّبِ
وَعَلْقَمَةُ
بْنُ
وَقَّاصٍ
وَعُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
حَدِيثِ
عَائِشَةَ وَكُلٌّ
حَدَّثَنِي
طَائِفَةً
مِنْ الْحَدِيثِ
قَالَتْ
وَلَشَأْنِي
فِي نَفْسِي
كَانَ
أَحْقَرَ
مِنْ أَنْ
يَتَكَلَّمَ
اللَّهُ
فِيَّ
بِأَمْرٍ يُتْلَى
Hz. Aişe'den (rivayet
edildiğine göre) demiştir ki:
(Bana şu meşhur olan
iftira edilince) benim halim kendimce Allah'ın benim hakkımda okunan bir
vahiyle konuşacağı bir seviyede değildi."
İzah:
Buharî, şehadât; meğazi;
tefsir sure; tevhid; Müslim, tevbe; hacc Ahmed b. Hanbel, VI, 197.
Hz.Âişe validemiz,
Kureyş müşrikleriyle münafıkların ortaklaşa başlatıp yürüttükleri meşhur iftira
kampanyasından, Allah'ın şehadetiyle kurtulmadan önce, kendisinin acizliğini
görerek, kendisi gibi aciz ve iftiraya maruz kalmış bir kul hakkında Allah'ın
bir ayet indireceğine hiç ihtimal vermiyormuş; "Allah böyle olaylar
hakkında bir vahy indirmez. Ama herhalde Hz. Nebie rüyasında hakikati gösterir
de beni içinde bulunduğum dayanılmaz durumdan kurtarır." diyormuş.
Hadis-i şerifte
anlatılmak istenen budur.
Görüldüğü gibi, burada,
Hz. Aişe Validemiz Allah'ın indirdiği Kur'ân âyetlerinden: "Allah'ın
konuşması" diye bahsetmektedir. Bu durum Kur'ân-i Kerim'in Allah'ın kelâmı
olduğuna delâlet eder ki; hadisin bab başlığıyla ilgili olan kısım da
burasıdır.